Bir parti yetkilisi, Türkiye'nin turizm potansiyelini daha iyi kullanmak için yeni destinasyonlara odaklanılması gerektiğini vurguladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Kültür Yolu projelerinin iç bölgelerdeki turizmi artırdığına dikkat çeken yetkili, Antalya, İstanbul, Kapadokya ve Bodrum'un ötesinde yeni merkezlerin geliştirilmesinin önemini belirtti. Özellikle tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bilinen iki önemli şehir olan X ve Y şehirlerinin, ülkenin beşinci büyük turizm destinasyonu haline gelme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekti. Bu hedefe ulaşmak için, hem yurt içi hem de yurt dışından uçuş seferlerinin artırılması, turizm tesislerinin geliştirilmesi ve yerel kültürün tanıtımının güçlendirilmesi gerektiğini savundu. Yetkili, turizmin sadece konaklama ve tarihi yerlerden ibaret olmadığını, yerel kültürü deneyimlemeyi de içermesi gerektiğini vurguladı. Bu doğrultuda, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin iş birliğinin önemine değindi.
Yerel Kültürün Turizmde Rolü
Yetkili, ülkenin kültürel zenginliğinin turizm potansiyelini artıracağını dile getirerek, yerel kültürün daha fazla ön plana çıkarılması gerektiğini söyledi. Kültür varlıklarının sadece ziyaret edilen yerler olmaktan çıkarılıp, günlük yaşamın bir parçası haline getirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bu sayede, yabancı turistlerin Türkiye'yi daha derinlemesine tanıma ve yerel halkla etkileşim kurma fırsatı bulacağını belirtti. Ayrıca, restorasyon çalışmaları yapılan tarihi yapıların, sadece biletli ziyaret edilecek yerlerden ziyade, yerel toplumun da aktif olarak kullandığı mekanlar olması gerektiğini ifade etti. Bu yaklaşımın, turizmin sürdürülebilirliğini sağlamakta önemli bir rol oynayacağına inandığını sözlerine ekledi. Turizmin sadece ekonomik fayda sağlamakla kalmayıp, kültürel alışverişi ve anlaşılabilirliği artırarak toplumlar arasında köprü kurma işlevi gördüğünü de vurguladı.
Yeni Destinasyonlar İçin İş Birliği
Yetkili, yeni turizm destinasyonlarının geliştirilmesi için farklı kurum ve kuruluşlar arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti. Belediyeler, üniversiteler, kültürel kurumlar ve sivil toplum örgütlerinin ortak çalışarak, Türkiye'nin turizm potansiyelini daha iyi değerlendirebileceğini savundu. Turizm alanında uzman kişilerin görüşlerini alarak, stratejik planlar yapmanın gerekliliğine işaret etti. Proje geliştirme aşamasında yerel halkın görüşlerinin dikkate alınarak, yerel kalkınmanın da desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Sonuç olarak, bütüncül bir yaklaşımla Türkiye'nin turizm sektörünün daha da geliştirilebileceğini ve yeni destinasyonların ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayabileceğini ifade etti. Ülke çapında çeşitli kültürel varlıkların tanıtımı ve korunması için kapsamlı bir çalışma yürütmenin, turizm gelirlerini artırmanın ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemenin anahtarı olduğunu belirtti.